Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Savunma Sanayii Vurgusu: "Toplu İğne Üretemiyorduk, Şi...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Altay Tankı teslimat töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin sa...
CHP İstanbul İl Kongresi'ne İlişkin Kayyum Kararına Esastan Ret
CHP İstanbul İl Kongresi'ne ilişkin kayyum kararına Ankara 3. Asliye Mahkemesi tarafından esastan ret kararı verildi. Mahkeme, İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin verdiği iptal kararını hukuken geçersiz sayarak, kayyum uygulamasının sonlandırılmasına hükmetti. CHP yetkilileri, bu kararın partinin iradesinin zaafa uğratılamayacağını vurguladı.
Mahkeme Kararı ve Hukuki Gelişmeler
11 Eylül 2025 tarihinde açıklanan mahkeme kararında, Ankara 3. Asliye Mahkemesi, CHP İstanbul İl Kongresi'nin iptaline yönelik başvuruyu esastan reddetti. Mahkeme, İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin verdiği iptal kararının hukuken geçersiz olduğuna ve kayyum uygulamasının geçerli olmadığına hükmetti. Bu karar, CHP'nin İstanbul İl Kongresi'nin meşruiyetini ve partinin iradesini yeniden teyit etti.
CHP Yetkililerinin Tepkileri
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, mahkeme kararını değerlendirdiği açıklamasında, "Bu karar, Cumhuriyet Halk Partisi’nin örgüt iradesine müdahale etmek isteyenlere verilmiş en net cevaptır. Şimdi mahkeme, kongremizin meşruiyetini tescillediğine göre bu kayyum uygulamasının da hiçbir geçerliliği kalmamıştır" dedi.
Gürsel Tekin'in Durumu ve Parti İçi Gelişmeler
Mahkeme kararının ardından, kayyum olarak atanan Gürsel Tekin'in durumu da gündeme geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi, "İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin haksız ve usulsüz verdiği kayyuma ilişkin tedbir kararı kendiliğinden kalkmış oldu" açıklamasında bulundu. Ayrıca, CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kayyum olarak atanan Gürsel Tekin'in partiden ihraç edildiğini duyurdu. Tekin, ihraç kararına tepki göstererek, "Bana sormadan, savunma hakkı vermeden beni ihraç edemezsiniz. Bu kararı kabul etmiyorum" şeklinde konuştu.
Sonuç ve Değerlendirme
Mahkemenin verdiği esastan ret kararı, CHP İstanbul İl Kongresi'nin ve partinin iradesinin hukuken geçerli olduğunu ortaya koydu. Bu gelişme, parti içindeki krizlerin çözülmesi ve demokratik süreçlerin işlemesi açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor.
